Bin yetmiş bir yılının bir cuma günü
Sana geldim…
Kaderimdin , yazgımdın
Hak ezelden kutsamıştı kavlimizi
Sen Türke yar olacaktın…


Ne Haçlı Seferleri, ne Rum ateşi
Ne de batının tek dişi kalmış canavarı ;
Ne sana olan sevdamı söndürebildi…
Ne de beni yolumdan döndürebildi…


Şeyh Edebali dergâhında çizilmişti yolum
Akşemsettin’in eteğinin tozunda ilmimdin.
Taptuk Emre dergâhında bir garip sevdalı Yunus’un
Fatihin başlattığı yeni çağınım...
Ayasofya’da ilk Cuma namazı,
Yavuzun kulağında sana köle bir bendenim…


Karamanoğlu Mehmet Beyin dilin de
Ana sütü kadar helal Türkçem,
Köroğlu’nun sazında vurulan ezgim
Mevlana dergâhında barışım, dostluğum,kardeşliğim
Cengiz Han’ın elinde zalime kırbacım
Asırlardır sana meftunum benim aziz memleketim


Toroslar’da, Ağrı’ da zirvelerini gezdim…
Yaylalarında billur sularından içtim.
Ekmeğim, katığım, aşım
Yazım, baharım, kışımsın
Ezanım, horonum, hoyratım
Dilimde türküm, gözümde tüten ülküm
Benim aziz memleketim…


Ey benim destanlar diyarım
Ay yıldızının altındadır refahım
Dirliğim, birliğim, medeniyetim
Asırlar süren serüvenim..
Benim aziz memleketim….


Maraş’ta sütçü İmamım
Antep de Şahin Beyim
Çanakkale’de sana kurban binlerce fidanım
Kocatepe’de Mustafa Kemalim
Daha adını anmadığım binlerce neferim….


Selam olsun sizlere
Uğrunda ölmeyi dilediğiniz
Memleketimin bağrında huzur içinde uyuyun….
Yoluna can gerekse; sıradadır nice kızın, oğlun
Sen baki kal, ben uğrunda ölürüm
Benim aziz memleketim…




esmize
Perihan KILIÇ