14
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1485
Okunma

Ben beni bileli!
Üşümek nedir bilmedim hiç
İt gibi aç ve çıplak dolaştım sokaklarda
Bela ensemde
Bir mermilik yer hep oldu şakağımda
İşkenceyide gördüm sürgünüde
Sırf gıcıklık olsun diye gülümsedim hayata
Gülümsedikçe bir tekme daha indi böğrüme
Ben yine de gülümsedim var gücümle
Ne anam oldu sıcak bir aş pişirecek
Ne babam, hayatı öğretecek!
Yurdun soğuk ve merhametten uzak duvarlarında
Yediğin dayak kadar, sesinin yankısıda yakıyor canını
Hani ağladıkça güneşi tutacaktık?
Dağlarımız yeşerecekti, hani???
Hüzün, keder, kader!
En son gülmeyi öğreniyorsun
Hüzne bulanmış haliyle!
Sıradan, alelade,
Düşecek gibi eğreti duruyor dudağının köşesinde!
Bilmem mavisini gökyüzünün,
Umut lügatımdan dört yaşımda çıktı,
Hala sesi kulağımdadır,
Gelecekler değilmi annem ile babam! dediğimde,
Bakıcının attığı tokadın sesi,
Acısından ve izinden bahsetmiyorum bile!
Kuru kayma bir hayat benimki
Karanlık şehrin asi çocuğuyum
Sokaklarda yalnız gezer
Denizle boy ölçüşür
Sokak lambalarıyla dalaşırım
Anarşistte oldum devrimcide!
Şimdi söyle bana sevgili,
Sevilmeyi bilmeyen biri sevebilir mi???
G.Sarıoğlu
ikibindokuzun/onuncuayının/yirmisekizincigünü
geceye/yürürken/gün
5.0
100% (9)