Seni özledim
yüreğimde eski zamandan kalan anılar
ve ellerimde yokluğunun boşluğuyla bu gece öyle başımı koyuyorum yastığa herkesten uzak ve herkesten gizleyerek gözyaşlarımı dalıp gidiyorum düşlerimin en ağır uykularına önce bir sandala binip senin en sevdiğin mavilere kürek çekiyorum ardından gecenin karanlığını acımla çıkıyorum ayazlara sürüyorum göğsümü yar senin özleminle, senin hasretinle avuçlarıma bırakıyorum gözyaşlarımı kim bilir, belki uykularının en ağır demindesin karanlığın yüzleri örttüğü ve gölgelerin yükseldiği bu zifiride senin nöbetindeyim nerdesin? uyan, uyan ve sana uzanan ellerimin boşluğunu ellerinle doldur karanlık gecelerin suskunluğuna anlatalım sevdamızı anlatalım ki duysun cihanı alem düşlerin özlemekten yoksun olduğu gibi özledim seni haydi gel ırak sevgili, haydi gel gurbetim yada dur, parmak uçlarımızdaki kalemle kısaltalım mesafeleri gerçi hiç bir zaman olmadı mektuplarımız ama nilüfer çiçeğinin yapraklarında titriyor yüreklerimiz saçlarıma yağıyor kar taneleri hüzün bürümüş her bir yanımı ve sevdanın nöbetindeyim yar haydi gel, gel ve sana uzanan ellerimin boşluğunu doldur ellerinle seni özledim seni özledim rüzgarın saçlarımı dağıttığı bu vakit gel ellerinle topla, hem yüreğimi, hem saçlarımı hem de vur özlemini gitsin gitsin... |