13
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2527
Okunma

yaşam sonsuz bir düştü yola çıkarken
gözlerinden okumuştum
ay doğuran gözlerinden
yetim kentlerimizin sakladığı zamanlara sığınırken
seninle
yoksul gecelerimiz kulaç atardı avuçlarında
yokluğun kuduran intihar vari dalgaları
saldırdıkça üstümüze
biz dilimize çarpan türkü nağmelerini mırıldar
aşk şiirlerini okurduk seninle her gece
“sana ölümümü bırakırsam; üzgünüm
yoksul gecelerimizde sonsuza dek uzanmak isterdim seninle…”
biliyorum
kurulmuş en güzel düşlerin yolcusuyduk seninle
bir ömre sığdıramadık çocukluk aşkımızı
intihar mangası dizilince düşlerimizin önüne
sen bir adım daha önde
Azrailli kıskandırırdın her gece
aşk’ın kaçıncı baharıydı
anımsamıyorum
zamanın soluyan nefesinde
yalansız büyütmüştük seninle
umutlarımızı
şimdi sisli hatıraların gerisinde
ne kaldı
sen gidince
çocukların taşladığı bulutların peşinden koşarken seninle
yüreğimizi bırakıp gitmiştik
ayrılığın gelincik tarlalarına
ziguratlarda kutsamıştık ruhlarımızı
naif duygulu, revank bir kır esintisi alıp götürürdü
ezgisi tarihlere bedel
her gece dinlediğimiz
bınevş-â narin türküsünü
avuçlarıma çizdiğin aşk’ın haritası da yok şimdi
ölümün soğuk nefesi sildi
sensiz benliğimi
kutbu yok artık, duygularımın
ayrılıkların dili zamanlarımı kemirirken
ben yalnızlığın söylencelerinde çırpınarak
yüreğimi kanattım sensiz her gece…
5.0
100% (4)