"ala,bala niyeten sen
hangi ela göze bakar isen
tâ gurbet ellerden dost görünürsen
dost değilem anla,
bir yabancı aşığınım ben..."
...
zikir dudaklarımda
ezbere edilen aldanmışlıkların bedelini çıkarıyor
zaman zikir yâr !
şimdi döner mi sanıyorsun bu koskoca
dünya ?
çuvaldızı yüreğime batırıyor an be an..
kasaba akşamlarından kalma özentilerini özlüyorum
soğuk,ayaz vurmuşken güne,limanda karşılaşıp,
gülüşemediğimiz anları anımsıyorum
çın çın çınlıyor oradaki,cami avlusunda biriken güvercinler
kapısına nedamet edilmeyen,lafı da geçilmez üveylikleri seçiyorum
biliyorum
az daha yürürsem batacak ayaklarıma
bir karşı siper olacak kirpi
gitmeyeyim diye kapına!
gramofonlarda çalınan ezgilere serpişiyor ela gözlerin
yakıyorum ihanetin kandillerini
ve bitiriyorum duasını,
aşkın fidan haliyle
en masumunu seçiyorum unutmak için
koyuyorum en beter acılarımı,kalbin olduğu en ücra hücreye
sarplarında koşmayı bırakıyorum en belirgin fail iken
üç harfli serzenişlerime sayıyorum,
gecelerden düşerken
aklına geldikçe bozgunlaşıyor mu kahkahaların ?
önemi yok!
kirpiklerimden
aşk süzülüşünü görüyorum,sen âmâ iken
..
ay karanlıkmış
gece mavi gündüzlerin dili lâl olmuş sanki
yağmurlar damlasına oynarmış
ve önüme dizilirmiş bir kirpi
ismini zehirledi.
Ey
sevgili
neyleyim
şimdi adının bahar yellerini