54
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
3209
Okunma


onların masası tam karşımdaydı
benim masam bu taraf/ onlar
kırmızı şarap istediler/ ben beyaz
kırmızı aşkı andırıyordu sanki
beyazsa esvabından ötürü ölümdü biraz...
ki onlar iki kişiydiler/ ben çok az...
masalar ahşap olmasaydı/ ve sanki
adam bir ara uzanmasaydı/ o saçlara
şefkat dokunmasaydı uçlarına/ kadının
saçları uzamasaydı o kadar/ ben
sensiz parmaklarımla
dokunmasaydım da/ kısalmasaydı
saçlarım biraz daha...
fark etmezdim o masada olanları
ve anlatmazdım sana ki o vakitte
habersiz izmir’de olanlardan
yazmıyorsan oturup da bir şiir
emindim uyuduğuna senin
şehrin koynunda/ fakat...
uyuyan yalnız sendin / yoksa
bilirsin ki istanbul...geceleri uyumaz.
neler yapmadığına takılıyken aklım/
tutmasaydı kadının bileğini adam
ve nazlansaydı kadın/ süzülmeselerdi
piste ve o denli güzel çalmasaydı
tango/ ve ben hayran olmasaydım
o dansa/ gözlerim dalıp gitmeseydi
birden takılmasaydı aklım
bu dansı bilip bilmediğine
ve hatırlamasaydım tango falan bilmediğimi
seni çok sevdiğimi bilmediğin için
aklına hiç takılmayacağım...
gelmeseydi aklıma
gözlerim dolmasaydı da
boşalmasaydı birden kadehimdeki beyaz...
ağlamaya başlamazdı izmir
ki sen bilmezsin bu şehrin kalbi
böyle karşılıksız sevdaların...
çaresizliğine kıyamaz.
görmedin/ uyuyordun
dönerken ahşap masalarına
bir öpücük kondurdu adam
aydınlandı alnı kadının
kıskançlık değildi bu inan
bu bendeki kederdi biraz/ o sebeple eklendi
alnıma/ üç beş çizgi daha ve daha da
derinleşti adın/ sen derin uykuda
ve istanbul soluk soluğa
koştururken sokakta... izmir’im
feryat figandı ah!...
küçücüktün de ondan mı anlamadın
aklın ondan mı hiç takılmadı bana
yoksa aklın o’nda mıydı/ anlasaydın
ondan alır mıydın/ koyar mıydın
beni/ bir şiirinde buruk bir mısraya:
"bakın işte bu aşk kadın!"
ama bir dakika..../ gitmişler
yoklar... hangi ara kalktılar/ masaları boş
yoksa başım mı sarhoş/ ışıklarını tek tek
söndürüyorlar bu barın/ hani tango
sustu/n mu/ yoksa sabah o kadar mı yakın?
hem birazdan çalmaya başlar senin telefonların
gün telaşını bulaştırır sol bileğine
istanbul’dan daha da hızlı atar nabzın
kalk! pencerelerini aç ve/ asaletin
şehrin sokaklarına biraz daha karışsın!
izmir ve ben yorulduk küçücüğüm
bir süre izin ver de/ şuracığa...
kıvrılıp uyuyalım/ zira sen bilmezsin;
sevilenden habersiz seveniyle bu şehir
biraz soluklanmazsa inan
akşamına çıkamaz.
JD