1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2170
Okunma

Kum kuma karışır, söylenir çamur oluncaya dek
Kan kana karışır, insan ölünceye
Sakla beni silahlı devlet, çamur ve ölüm
Nerdeyse geldi, fırtınayla köklerime gaga uçları
Patlak bir sepete doldurulan bedenim
Beynim, ellerim ve göğüs kafesim savrulup
Esip koca bir bozkıra yenmek üzere parmaklarım
Hareketsizce bekleyeceğim bıldırcınlarımı
Ve sonra, onlarla
Her Cuma çıkışında, cemaatlerin koynuna girip
Çıkmayacak, günahları her biri kuş olup
Kurak bir tarla ve sarı bir Çin tanrısıyla birlikte
Soludukça haberler savurup göğe, yerdekilere güleceğim
Bileğe atılan her çizik, pansuman sayımı belirleyecek
Kolumu kaybedene dek, havralarda istavroz çıkaran
Güleç yüzlü ve sayısız bıldırcınlarla savrulup
Yeryüzüne inerek, ölülerimi aşkla sarıp beyaza
Siyaha küfredip, kahverenginin içine gömeceğim
Ah o renkler yokmu .…