4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1307
Okunma

Islattık ve çiğnedik uçlarını, kaybolmadan önce flütlerimizin
Çıkardığımız yağmacı seslerle doldurduk, sıcak yazı ve soğuk beyazı
Yolun kuru tarafına değil, sulu tarafına bastıkça çocukluğumuzu haykırdık
Hep bir topumuz olmalıydı ve ölene dek içebileceğimiz ilahi mükafat bir çeşme
Boş duvarlar, tatil zamanları zengin arkadaşlarımızın yerini aldı onlarla sövüştük
Esneyen ağızlarımızda anaç çağrı aradık evden, gök siyah rimelini çıkardığında
Sokağı sel adı, bizi heyecan
Ölü kedilerimizin pastel gözlerinde hayıflandık kısa geçmişimize
Babalarımızın ellerinde koca fırınlar, koştuk ellerinden aldık
Boylarımızı ve hayatı büyüttük, hülyalarımız dağları deldikçe
Devirdik trenlerimizi yokuştan aşağıya, duruldukça kudurduk
5.0
100% (1)