5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1044
Okunma

üstüne en alımlı ürpertini giy eduardo
bu gece kendimize dönüş yolunu kaybetmiş
bir uçurum kiralayalım
ay sadece bizi üzsün
ve yukarıdaki en yalnız yıldızı
gözlerimize bağlayalım
gel eduardo
savaşların bizden çaldığı kendimizi
bu ıssız karanlıkta bulalım.
bir yaygara vardır şimdi orada
bir difteri, bir boğmaca krizi
uzak dur!
cüssemizi o mavi kabustan
gökyüzüne sığınaklayalım
düşün bir hele, hele bir aklını yetir
ne kadar oyunu unuttuk yıllarımızı faizlerken?
kalbimizi kirletip
tenimizi dolambaçlı sokakların köşelerinde çizerken
ve unuttuk en yalın adımızı aynaların uzak köşelerinde
hadi bir gayret
o en ıslak yüzünü geri getir
yaşlarımızı dinginlikle kurulayalım
ağla lütfen eduardo
biz onlardan olmayalım...
şu karanlık, şu bitimsiz ululuk
çaresiz hissetme kendini asla
bırak bedenini ışıltılı çimlerin yamacına
ki biz, sen ve ikimiz bütün insanlığımızdan azade
ve tanrıların doyumsuz iksirini içerken
içimizde sorgusuz bir mutluluk
toprağın, suyun ve havanın
konforlu kimyasına karışalım
elimizde ateş
elimizde meşalesi özgürlüğün
hiç yormayan sonsuz bir yolu koşalım
yıkanalım eduardo
bu kirler geçmez değil
ki onlar silinir,
gayretsiz bi suyla erir
artık tenimizi bir peygamber pelerini gibi
ay ışığına boyayalım
ve anlayalım
yalnızlık alın yazımız değil
ağacını unutmuş bir yaprağız bu karanlıkta
hırslı rüzgarların darbesiyle
umarsızca kopmayalım.
anladık eduardo
bazen bütün heybetimizle dikilebilmek için
ve haykırmak için
elimizde orak çekiç
bilenmek için
durgunluğun sonsuzluğunda erimek gerekir.
bırak elindekileri sevgilim
ummanlığımızın çarşafı yüzümüzü
bu gece silinmez bir kana boyayalım...
5.0
100% (3)