13
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2188
Okunma

içimizden bitenler giderken
kaybeder kalp kendini
bu tekrarlar öğretir
öğretmezken aşk kendini
birinci deneme…
.
.
.
serçenin yüreğinde sızlayan ayrılığı hiç hesaplamadan
alıntılar yaparak sesten dağılan bir yara
içinde sakladığı acının ipliğini çıkarıyor huzura
kavuşma günlerine mektup yazmış elin
paldır küldür yitirilmiş masumiyetiyle
boşluğun yankısıyla dolan kalp
devinirken sürgünlüğümüz
ilerisi için beslenmiş umut
et ve tırnak gibi
koparıp atmak an meselesi
arsız ve sabırsızdık
bir ceninin kutsal yolculuğunu seyreden
umarsız hücreler gibi
çok parlayıp az ısıtan alevler misali
içimizden dışımıza yağan hasret yağmurları
mevsimini şaşırmış rüzgara
yol diye dayadıkça aşk’ı
mutlu son denemeleri
sözlerde kül
gözlerde tül
yüzlerde ayrılık için ödül
/bilmiyorum…biraz zamana ihtiyacım var
ne güzel…benim de sana/
bir daha hiç deneme…
.
.
.
yer gök yitirdikçe kutsallığını
içi boşalmış bir beden boşaltmış diğer bedenle sürer unutanı
kader dışarıya kapanırken
keder içeriye açılırken
kendi kabuğunu dağlayan yaraya merhem sürer unutulanı
uzağın sessizliğiyle dolan kalp
dilsizken konuşmalarımız
geçmiş için kaybolmuş umut
düşler ve hatıralar gibi
silip atmak an meselesi
tutkulu ve tutsaktık
bir ölümün kutsal yolculuğunu seyreden
anlaşılmayan dualar gibi
arafın az ötesine kurulmuş iki seyyar tezgah misali
ruhun lûtfundan dökülen korkak itirafları
rengi eksilmiş gökkuşağına
mavi diye dayadıkça aşk’ı
mutlu son denemeleri
yüzlerde yalan
gözlerde yanan
sözlerde ayrılık için ağlayan
/biliyorum…gittiğim zaman mutlu olacağım
ne güzel…beklediğim zaman da ben/