9
Yorum
0
Beğeni
4,8
Puan
876
Okunma

ben geldim
ağrılı dakikalarından köstekli saatlerin
masalların en Züleyhâ kadınları arasından
kuyuların kucağından
yüzüm Yûsuf olmasa da
ve’l hâsıl-ı kelâm
kumlu ebrularla geldim
yeniden geldim
yek vav çizmesi dahi artık
mucize olan bir hattat gibi
gözlerimi aharladım da geldim
şehrimin arap sabunu kokan sokaklarından
çelik çomak oynayan çocuklarından zamanımın
pencere kenarlarına tüneyen mor meneşelerinden
ayrılıp da geldim kavuşmaya
dudaklarımda bir kuru gülümseme
beklenenin kokusu sinmiş gömleğe yüzüm sürmüş gibi
deli bir heyecan içimde
ben geldim
şimdi hala gerçekmişçesine ağlatan bu hikaye
kitaplardan usul usul silinmeye yüz tutmuşken
ölüyorken günbegün sahaf dükkanlarında
ve ben ellerimi yakıştıramıyorken sayfalarına
ve ben ellerimi yatıştıramıyorken
içimde bir gün batımının yanığı var
5.0
83% (5)
4.0
17% (1)