26
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2238
Okunma


içimin sesini duy istiyorum
aşık olunan şu koca şehrin aslında hiç bir zaman sevilmemiş
banliyösünde
düşler kuruyordum suriçine dair
içimin sesini duy istiyordum
neden aşık olunduğunu anlayamadığım bu
-aslında ufacık- şehrin köhnemiş trenlerinde
kapılarda seyahat eden (!) yüzü su görmemiş çocukların
elleri gibi içim
bu şiire kafiye lazım
bana sessizlik
bana şairlikten öte
bir hissizlik
bana anahtarlarını verin
kabuğuna mum dikilmiş kaplumbağaların hasretini dinleyeyim
içimin sesini duy
ve oku, göğün şimdi buruklaşan bulutlarını
ilkin ne dendiyse, oku !
bir udun kopan telinden
bir kanunun inleyişinden
direklerarasından,
suya yazılan kasidelerden
ve şarkılardan bahset, dinleyeyim
parmaklarım yazmak zorunda olduklarımdan yorgun
eğreti bir ızdırap çekiyorum
içimin sesini duy
ve neşelendiğimde beyatlı’nın
ne zaman böyle sıkıntı çökse fikret’in şehrinde
neden bu pencereler bu kadar ufak diye
düşünürken
şairliğinden dem vuran kumruların sabah şarkılarının söndüğü vakitte
kadınlar birer sandal olurken üsküdar iskelesinde
bana anahtarları ver ey
içimin sesini duy, sev
bana sessizlik
bana şairlikten öte
bir hissizlik
5.0
95% (19)
4.0
5% (1)