10
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2658
Okunma

Şimdi sana verebileceğim tek şey sahipsiz mektuplarımdır
Tek tek toplayarak gönül bahçemden kelimeleri sana sunduklarımdır
Ne kadar zormuş anlatmak
Meğer sen konuştuğunda kolaya kaçıyormuş kader
Şimdi lâl "nefes kapılarım"
Ve sarmıyor kollar gidince
Kendi gövdem kadar doluyor kollarım...
Kurduğum cümleler
Hataların ardından avuçlarımı kanatan
Sensizliği hiçliğe yansıtan gönül aynamdan kırıklardır...
Sen bilmezsin
Canını aldığım her sigara
Mısralarımın habercisidir
Ve şiirler sana adanmıştır
Tutulan bir dilek gibi
Sana susamıştır düşlerim...
Eskiz bir çalışmada hayat bulan yüzün,
Kabataslak kurduğum hayaller,
Anılardan kovarcasına ilk bakışmamızı
Ayak basılmamış bir ütopyada esir kılmıştır...
Sana doymak için yatılan uyku
Ve yoluma yön veren yastığım
Bir rüyada kavuşma ihtimalim gerçekliğine
Bâd-ı rüzgârın gönülden esmesine bağlıdır...
Su üstünde yürüyen hafif mutluluğum
Vicdanın kor rengi ağırlığına yenik düşüyor
Kâh gülüp
Bin ağlıyorum
Sana varan yolda
Günahlarımı acılarla buduyorum...
Aynadaki yansıma şimdi buruk
Gamzelerimi serinleten
Yakut parlaklığında tükettiğim yaşlar
Karanlığın çehresinde hayali ışıkların kırılmasıyla süslüyor odamı
Yalnızlık alacalanıyor
Renkler kendinden geçip
Adının gölgesinde soluyor...
Sensizliğin sokağında
Unuttuğum bir kaç anım var cebimde
Yanındayken anmadığım yalnızlığa inat
Yüzümde senden izler
Ellerimde elin yerine hiçliğin var
Son karar gözlerinindir
Süzerek dağ rengi bakışlarımı
Yüreğinin deryasında can mı versin ümidim
Bedenim kollarına mı kıvrılsın
Sevgilim ;
Seni sensizliğinle büyütüyor kadın yapıyorum
Dün tanıdığım o küçük kızı
Bugün şu yaralı yüreğin tahtına oturtuyorum
Sallanmaya razıdır urganda sevgim
Yeter ki son sözünü dudaklarım hissetsin...
Saruhan Osmanoğlu
S.c