Sahi!
Şarabı seviyorduk değil mi?
Beyaz, kırmızı fark etmezdi elbet,
Ama kırmızı daha bir yakındı sancılarımıza…
Ben kadehte şarap rengi ruj izleri bırakırdım,
Sen dudaklarımda şarabı arardın!
Gençtik güzeldik,
Böyle ölelim derdik.
İçmiştik, güzeldik
Ölemedik!
Sahi!
Gediğine oturan cümlelerimiz vardı değil mi?
Kısa uzun fark etmezdi elbet,
Ama kısa cümlelerde /uzun/u anlamayı severdik
Ben ağladıkça güzelleşirdim,
Sen bana sarıldıkça…
Hafif minyondun
İçince ‘bi’ milyondun
Böyle kalalım derdik
Beceremedik!
Sahi!
Geçmişten sorulacak hesaplarımız vardı değil mi?
Geleceğe planladıklarımız…
Kocaman haritalar açardın önümüze
Şuradan şuraya derdin…
Ben sana baktıkça ümitlenirdim,
Sen zaferler kazandıkça…
Yüreğimizde bin tantana
Panayır yerine dönerdi dünya!
Temiz sevelim derdik
Ne çare sevemedik!
Şimdi elinde bir kadife çiçeği
İhtilale uğramış gibi
Devrinilmeyi bekliyorsun
En sevdiğin şeye
Hala delikanlısın!
Hala “zafer
ölümleri” çalınıyor kulağına
Yıllar sonra,
Zamanın bu kızıl akşamında
Elinde bir kadife çiçeği
Kapıma geldin.
Çok özlemişim seni…
Sahi!
Nerelerdeydin?