11
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2031
Okunma

Bir ağıt gibi
Tınısı yanaklarımı yalıyor hüznün
Yağmur yağsa da önemli değil
Akıttığım yaşlar ağzı küf kokulu mutluluğu doyuruyor
Bastığım çimenden
Soluduğum havaya kadar
Bir uzantısında çırpınışlığın
Gurur ile onur arasında
Derme çatma asâletim
Boyunu ölçüyor aşkın
Kaç karışlık cümlesi var
Kaç kulaçta aşıldı deryası huzurun
Sana kaç düğümde bağlandım
Us kaç kere yitirdi mantığı
Ve pus kaç kere sardı çiçek bozuğu yolları...?
Sesi kayıp bir melodi
Notaların kırgınlığında
Yaylara
Tellere
Nefese rest çekmiş...
Yanlış akort geçiriyor hayatlarımız
Kaderimiz bir diyez ötemizde
Donuk bakışlarla tararken verimsiz tarlamızı
Sevginin sesi bam telinde hiçliğine soyunuyor
Ben mahkum edilmişim
Sensizliğin bemol seslerine
O yüzden
Kızma ciğeri dağlayan yanık kokan bestelere...
Âmâ bir benlikte
Renkleri anlamak kadar zor savunmak hayatı
Anlatabilirsen
Gel bu savunmayı
Ayrılığın yüzüne bir çırpıda vur
Anlat;
Maviyi
Gökyüzünün kokusu
Yeşili
Bir çılgın nehrin sesi
Pembeyi
Bir busenin tendeki tepkisi
Griyi
Terk edilmenin ayak sesleri olarak betimle...
Ertesinde
Mutsuz bir yüzde
Tebessüm eşliğinde
Hayat sana imkansızlığı hatırlatacak
Bir ışığın arzusunu kamçılayan isyan dalgası boğazına sarılacak.
Çocuksun daha
İnşa ettiğin kumdan kaleler korumaz sevgini
Bir dalga da eritirsin çeperlerini
Sen bunu aşk mı sanıyorsun
Körlüğüme renkleri anlatamadan
Pembeye nasıl bulayacaksın aramızdaki pamuk ipliğini
Ben düştüğümde canım yanacak
Sen düştüğünde can bana darılacak
Dengesini kuramadan ayaklarım
Sana kapanacak
Kapılmadan esintisine baharın
Gençliğim
Kar yağacak donacak
Bir kanıt misali
Mısralarımla
Nefesini tanımadan saçlarım
Lodosa sarıl da git...
Saruhan Osmanoğlu
S.c
""beyaza inat
seni yaşıyorum
bir gölge misali hatlarında soluyorum...""
5.0
100% (1)