21
Yorum
1
Beğeni
4,9
Puan
1692
Okunma

Kutsanmış deniz;
saydam boyalı ruhuyla bir o kadar mavi
bir o kadar yanık tenli bu şehir...
yalvarıştan kalan duadan aya dokunan ellerinde
ince perdeli pencereden süzüldü gölgeniz
güneş doğmadan
aynı kapıdan geçerken rüzgâr ve zaman
ılık bir sevinçle
siz miydiniz sarı sabahı gözlerime taşıyan?
…
sokak başından koşup gelen çocukluğumuzla
yaz bakışlı kıyılardan
bir rüyanın yüzüyle
ömrün duru sevincinden
geldiniz. zamanın erken saatinde
huzurun aktığı yerden sesinizle yıkandı söz izleri...
sahili uyandırırken iki kanat çırpımı yürek
en tatlı yerinde açıldı güneşin kirpikleri
ağlar atıldı, dalyanlar çekildi
ablukaya alındı yaşam telâşesi
bereket diledi dilimiz
ekmek rızkına
ve içimizdeki sevdaya...
ki seversiniz öptüğünüz yıldızların hatırına geceyi
elleriniz dokununca yüzüme
şehir bizimken bir gece
uzun yürüyüşlerin bir vaktinde
zamanın hükmü yoktur çünkü sevgiliyle
unuturmuş insan yorgunluğu ve kederi de...
ne güzel!
zaman köşkünün güneşli balkonunda misafirlik
gün sıcağı ellerinde gölgelere sarkarken bedenlerimiz
mine çiçeğinin yaprağında taşıdığı damlada
iki mutlu çiğ tanesi
sabah pırıltılı gülüşlerimiz...
her geceden sabaha
yeniden uyanır gözlerinde
yazılan her şiir...
5.0
91% (10)
4.0
9% (1)