4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2244
Okunma

Merhaba kâğıt, kalem, mürekkep
Giriş, bir ömür sayfasına çığlıklarla
Gelişme, dokuz ay on gün doyumsuz
Sonuç, aşırı doz!
Yahut eksik yaşlanmak,
Oyunda son şans,
Belki eksik koz!
Gün doğumları vardır ya hani
Pencerenden içeri dolar bir nefes misali
Uyan der, uyan hadi!
Mavi kelebeğin kozasından çıkışı gibi
Yaşayabilmek hani
En hazır olduğun an, beklenmeyen bir öpücük yani
Öylece uyan!
Merhaba tırtıl, koza, kelebek
Nefes alamamak olsun bütün yeşilleri sana adamak
Nevbaharları gözlerinde yaşamak
Soluduğumda hava sensen
Kaz tüyü yastığım
Yeşilim,
Kola kapaklarım
Salyangoz kabuklarım
Dedikoducu komşularım
Bakkal Salihim
Parta kulem
Londra asfaltım
Dudağımdaki uçuk
Nefretim
Sonum
Başım
Alnım
ve kirpiklerim
Bakarım bir ömürden öte zaman
Göremem seni
Baktıkça gökkuşağına çarpan bedenimi
Boyarım renksizlere
Ve sen bir geçmişi iliştirip eteğine
Bidaha gelme
Yine sevme
Deme
Gitme
Pahalı ayrılıklar kimsesizlere
Düşünme o kadar
Sonunda ölüm var
Alışırım
Ayakkabılarımı da boyarım
Duvarlarımıda
Zeytinimi de yerim
Balımıda
Uyurum üşürcesine
Çekmecede katlarım seni
Saklarım
Böğrümde sancılarım
Gözlerimde yaşlarım
Haykırışlarım
Çırpınışlarım
Ve bütün kapılar açık şimdi
Beni seninle bırak giderken
Ellerini bırak yanıma
Saçlarını
Sen azat olmuş mahkumlar gibi git
Ben hür kafeslerimde deli dolu
Yalnızım
Kendi yaptığım yemekleri yiyorum gece gündüz
Dilimde tat falan kalmadı
Şimdi en güzel sözleri söyle desende bana
Söyleyemem
İncitir seni,
Tadı yok
Doyurmaz yüreğini
Ben değilim artık karşındaki
Aldığım nefesler egzoz dumanı katışık solvent
Veremem sana
Rengim benzim atık
Hastalık
Boğmaca
Üfürürüm yalnızca,
Bulutlar açılsın
Ayı görmemek pahasına
Gökyüzü kararsın
Yazdıklarım da yalan
Yalan bu sözler bak
Köşe başlarını doldurmuşlar
Ortada bir kuyu
Yandan gülüm yandan!
Atma,
Oynama,
Sallama,
Gelme hadi!
Bak, Çingene pembesi
Ve çık.
Vaktim yok!
Bir dakika mutluluk için
Bin hüznün çok
Kapalı kapılar
Açılsın
Bir anahtar ki maymuna benzer
Bozuk
Şımarık
Beklerim açılmaz.
Kaprisli
Kırsam kapanmaz
Narin
Hırsız olsam pencere, kafes.
Baca isli, dar
Noel’i beklesem
Onada daha çok var.
Anadolu çağırıyor şimdi beni
Islıklarla
Sürme gözlü kızlar
Fısıldıyor
Sen bizimsin
Gel
Bizde öğrendin kız tavlamayı
Yemek yemeyi
Kavga etmeyi
Hem anne şefkati
Hem yar sıcağı
Çemberlerimiz gül oyalı
Göğüslerimiz dik
Dudaklarımız kalın
Gel de
Mavimizde uyu
Sarımızda yan
Yeşilimizde salın
Merhaba oku, anla, cevap ver
Merhaba baş, orta, son
Merhaba “Hoşçakal!”
Seni terk ediyorum…
tAhmAz
5.0
100% (3)