4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1147
Okunma
öylesine bir özlemdi içindeki
ki kaybolmuş umutları
gemilerin susturulmuş düdüklerinden ilham aldı
siz vakitleri bir saat ileri atmağa
kendinizi hayatla kandırmağa çalışırken
uzaklarda
ve dahi
çok uzaklarda
bir adamın güneş kurusu ellerinin beyaz ayasına konar
bir yapraktır
veda edilmiş bir şehirden
sonbahardır
alabildiğine papatya falları birden
/kendinizi ellerinizle kandırmağa çalışırken/
ben kadınların ellerine birer bıçak
dillerine şiir veriyordum
üzerimde beyaz ipek
sonra kanatıyorlar ellerini kadınlar
ilk çağdan kalma bir vahşilikmiş gibi içimdeki
/cihan Hayyam’a doğdu sonra/
ve rubailer döküldü kadehlerden
mey süzüldü dudaklarımıza
Hayyam ötelerden ses ederken
ben bir bahara uyandım
istanbul’un tepelerinde
gözlerimde erguvani bir ahenk
sabaha karşı ağlamaklı
/sabahleyin istanbul’un rengi makam-ı sabâ/
parmaklarım Hint
ellerim Züleyha
5.0
100% (2)