34
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
4630
Okunma

uzanıp hüznün kıyısına çekerek içini gün
yağmura saklanıp bulut karası sözler
yüzünü yeni dönen bahara aldırmadan
dökecek için sancısını yana yana
hasret ki
o alıngan tavrıyla hiç bu kadar dolmamıştı göz çukurlarına…
yıkılsa sen yanımın duvarı rüzgârlar dolar ayazdan
kuytu bir anıdır ki anımsanan sıcak elden kalan
deniz tuzudur söze dokunan şiir durmadan y/akar
yüzü de yanıktır oysa sevenin yüreği kadar!
bu şehir kendiyle söyleşir,
eski bir şarkıyla avutur oldu kendini
sinmez içine hiçbir bahar
sormaz nerede başlar
ve biter bu masallar!
İsli gece, kırık vazo nasılsa!
terk edilmiş bir kovanda kalan deli bal
öylece kaldı altından deniz geçmeyen gemiler
kızakta bir aşk!
yoktu ömrün pusulası ibresi kırılalı çok oldu
haritadan geçmiyor yolların
bir kuşluk vakti şarkısıydı sisli yüzümde çalan
alıngan ve çıplak
bitmeyen rüyalarda hep sen vardın oysa
bir anlasan…
ne zaman dokunsam zambak moruna
yağsa yağmurlar
yorgun dizelerle dizlerim çöker kendi taraçasına
açar mı rengini
döker mi gülüşlerini
bilmem ki yaza!
“Belki bir sabah geleceksin!”
5.0
100% (15)