13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1961
Okunma

gün ışığından sıyrılmış
ölü ten rengi bakışların
göz kapaklarının altından savrulmak için çırpınan
beni görmüş
tanıdık bir öfke gibi
oysa sadece bir rüyayım
görmesen de olur
denizi görmüş
dalganın apse olmuş köpüğünde
yakamoz derinliğini keşfetmeden
sular durulmuyor kalbinde
günahı fikrine iğneleyen tanrı kayrası
kehanetini meleklerin sabrında sınarken
ihanettir uykunda konaklayan
kırkına geldin
kırk tas suyla arınmadan
içinde maviye dönüşen bir isyan
şimdi uyansan
…………boğulurum o zaman
güneşi gördün
dallarında intihar habercisi bir mevsimle
köksüz ağaçlar kadar yalnız
köklü aşklar kadar yanlış
göğsün boş
ateşi konuşmuyor alev
rüzgar ıslıklı yalnızlık esiyor
savrulan baht
kendine küsüyor
son bir sızı
alışkanlıkları için büyüyor karanlıkla
ve kararlılıkla
gözünde yangına dönüşen bir isyan
şimdi baksan
…………yanarım o zaman
aşk’ı gördün
hayalleri damarlarına akmamış sevgili
alabildiğine yoğun duymaktayken kendini
düşler geçidiydi kalbin
durup dinledin
içinde git git bir veda
oraya bir iç bırakıyorsun
hiç henüz doğmamış daha
hayalleri uyku kırıntılarının kederinde
tükenirken aşk’ın içinde can damarı
kalbinde tekrara düşen bir isyan
şimdi ölsen
…………aşık olursun o zaman