34
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2113
Okunma

Tütsüle de koksun yalnızlığın
Kapat pencereni uçup gitmesin
Gözlerinin ardına sır deyip de gizlediğin
Bir ben mi kalmıştım
Ah yana yıkıla bunun için mi senelerce beni aradın
Vurgun yemiş mühür dudaklar
Konuşmuyor susmuş küsmüş sevdalara lâl olmuş dilin
Acımtırak ve hoyrat sevişlerin
Hadi de bana
Zor mu bu kadar cellâdı mısın iki kelimenin
Bak işte zamansız düştük bilmediğimiz bir diyara
Ben uzak iklimlerin kızı sen yitik düşlerimin sahibi
Adın boran mı poyraz mı senin esip ve kırıp geçersin
Bilmiyorsun anlamıyorsun ama
Alnına yüreğine ellerine kazınmış benim kaderim
Ayrılık adım atmayacak benim bastığım toprağa
Sadece bir kere bahşedilmişse bu insanoğluna
Hem acı hem tatlı sunuluyor yakutlarla bezeli bir kapta
Üfleniyor kulağa davudî tınılarla
Karşı koyamıyorsun içiyorsun o sese doğru çekiliyorsun
İflâh olur musun bir daha
Demir kalıplardan mı döküldün çelikten mi örüldün
Bir yanın pas tutmuş diğer yanın hüzün
Eritemez mi seni kalbimi çıkarıp koysam yüreğinin yanına
Isıtmaz mı ellerim ellerini
Yıkasam gözyaşlarımla aklayamam mı kara kederini
Kurulu otağın ziyan gecelerin ortasında
Çıkaramaz mıyım seni gün doğumlarına
Kalk sislerin içinden uyan
Sırrın değilim ben senin
De hadi
Gizi çözülsün esrarlı cümlenin
Kaybolup gitmesin
Tek başıma tutamam iki yürek lâzım buna
Önce kor olur yakar sonra küllenir bağrım
Düş olup da kaybolmayalım sevdalar bağında
Mor menekşelerden bir aşk ör bana tacım olsun
Tak ellerinle saçlarıma
SELMA ARDIÇ TAN