14
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2888
Okunma

bir yol adıdır
yara almaktan korktuğum acının
uzak bir sese dönüşmesi
göz göze geldiğimizde
incinmiş zamana uyanır her ağrım
katliamıyım kendimin
daha henüz bulunmamış hüznün baharında
ten kokularında
bilindik bir tat gibi dağılıyorum geceye
hafif geliyor içimde ki kötü
tartıldıkça eksiliyor iyi
darası hesaplanmamış kalp kadar
ebrûli aşklar kavşağında bir nefes vakti
durup da seni alsam
alsam seni
bir daha alsam
ne garip değil mi şu aşk
hep vermekle alâkalı
çok sesli
sakıncalı bakışlar komplo kuruyor
düşümde çizdiğim tarife
neredeyse göçüyor içimde
adınla yankılanan sevmek zamanlı
birinci tekil şahıs emir kipi
ağla/ma sadece kirpiklere yazılmış
kırlangıçların hikayesini yazanlarla ıslanıyor
hasretin yüzgörümlüğü
mevsim kendi ırzına geçmiş
bulutlar sakladıkça lekesini
işi bitince gök gülecek
ebrûli aşklar vedasında bir kalma vakti
durup da sende kalsam
kalsam sende
bir daha kalsam
ne garip değil mi şu aşk
hep gitmekle alâkalı
korku çıplak
ten perdesinde seyirlik gözlerin
arzulu nefsinde
karışmayınca parmak izimiz yokluğun aynasına
kavrulmuş beden
şehveti mesken tutmuş
penceresiz bir hayat içinde diriliyor
ölüme ulak bir nefes gibidir ömür
ulaşınca tamamlar aşk’ı
dolandıkça merkezinde
ahir zaman seyyahı ruhlarıyız
sakın unutma
ebrûli aşklar zamanında bir ölüm vakti
durup da sende ölsem
ölsem sende
bir daha ölsem
ne garip değil mi şu aşk
hep yaşamakla alâkalı…