1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1239
Okunma

Hava buz keser her zemheri
Dağlar arasına ürkek bir gelin gibi
Sığınan öksüz memleketimde
Yoksulluk, her adım diz boyu
Dolanır çakır, çukur sokaklarında
Gök kusar en acı ağusunu,
Kırık, dökük kerpiç avlusuna
Ne odun vardır çoğu gün
Pas tutmuş sobada yanacak
Ne bir tas çorba isli ocakta
Umutla fokurdayacak
Ne bir kaç dilim ekmek
Küflü ahşap teknede
Açlıktan büzülmüş karınların
Gurultusunu kesecek.
Ürkek bakışlı çocuklar büzülür
Karanlık köşesinde toprak evin
Dudaklarında soğuğun morluğu,
Karnında açlığın sancılı gurultusu
Avazı ortalığı yakıp yıkacak
Söyleyin beyler bana söyleyin
Burada insanlığın ederi kaç.
Umudu yakar son odunla
Yılların tükenmişliğiyle kadın
Kızgın lav olur gözünde damlalar
Üşüyen pörsümüş yanaklarında
Çaresizliğinde boğulma çocuk
Umut olsun yine de göbek adın.
Amansız çığlıkların dibinde bozulur
Gırtlağımda düğümlenen suskunluğum,
Yüreğim yenik düşer çaresizliğime,
Yırtılır hıçkırıklarınla kaderin zifiri karanlığı
Adın müjdecisi olur belki aydınlığın.
Ağlamak, ilaç olur bazen
Acılarla kıvranan yüreklere
Bazen çığlık duyarsız kulaklara
Bazen yıkıcı bir fırtına, bir kasırga
Süpürür sokakların karanlığını
Girdaplar açar her köşesinde
Çöreklenen acıların zehrini atarak.
Ağlamak ister insan bazen
Sefalete, zulme, ölüme,
Topa, tüfeğe, kılıca, pusuya,
Cana kıyan her kurşuna
Meydan okumak ister
Katilleri, hainleri, zalimleri
Yerin dibine gömmek
Güç yettiğince haykırmak
Dönüp, dönüp yüzlerine tükürmek.
Zulümlerini, vahşiliklerini
Çirkefliklerini, iğrençliklerini
Yüzlerine haykırmak.
Açlığa mahkum bebeğe
Hor görülen, itilen, kakılan sabiye
Sebepsiz, zamansız gidene
Yok yere ölene, ezilene
Kalemsiz, deftersiz çocuğa
Çaresiz babaya, kirletilen kadına
Yakılan umuda ağlamak.
Gözyaşını görmeyen göze
Çığlıkları duymayan kulağa
Zalime boyun eğene, zulme sessiz kalana
Lanetler yağdırmak.
Hıçkırıklarında boğulma,
Sen de ağla çocuk
Belki çığlığını bir duyan olur
Taş erir yüreklerde
Merhamet doğurur.
Uyanacaksa insanlık ağlamaya değer
Duyulmamışsa sesin
Ağlaman kaç para eder.
Acını gömme yüreğine, ağla çocuk
Avazın belki duvarları yıkar
Bir insani yürek duyar
Bir bakarsın insanlık uyanır,
Belki bir el uzanır.