* * *
Kadın derin ve keskin bakıp O’nun yüzüne
Falın sonu muamma dedi vurup dizine
Adam inanmamıştı falcının son sözüne
______Ya sabır dileyerek dişini sıkıyordu
______’’Hadi be falcı’’ deyip, içini çekiyordu!

Demek fallarda bile saadet görünmüyor
Adam şanssızlıklardan sıyrılıp arınmıyor
Yine kalkıp sahile gitmeye erinmiyor
_____ Yürüdükçe gönlüne umutlar ekiyordu
_____’’Bir gün visal var’’ deyip, içini çekiyordu!

İşi fallara kalmıştı gayrı* o kocaman yürekli... o; sevdasının yorgunu.... sevdiğinin vurgunu ..... ölümle eş olmuş, vuslat yangını. . . . yaşlı falcı kadının vicanından bir nebze umut arar olmuştu, oysa ki fallar yalan, anlamazdı O ADAM, son bir umut diyerek koşar oldu falcıya, falcı gaddar yürekli, acımadı haline, o perişan haline aldırmadı, zalimce sıraladı umutsuz sözcükleri, ne de haindi, yaşlı, zavallı, cadı falcı, insan sevmekten yoksun sanki bir canavar, bir zalim cadı.. O Adam gittiğine bin pişman, köpüklü kahve olmuştu şimdi düşman, zehir zıkkımdı ağzında tadı, keyf kahvesi değil de,dert kahvesi olmuştu, içip de fal kapattığı işte o an, sanmam artık fincanlardan bir kahve daha içsin, küsmüştü kahveye de umut vermedi diye, zaten falcı yalancı dedi kendi kendine, ne işim vardı ki geldim bu iğrenç eve, fal da benim neyime, herşey ortada zaten, sevdiğim sahilde bekler dururken beni, ne işim vardı bu yaşlı bunağın evinde, ne işim vardı benim falla malla, sen bu işleri gülüm salla, uğraşma yalan dolanla bir daha:))) diye söylendi kendi kendine O ADAM, ve tekrar yol aldı..... Karadeniz'in vefakâr sahillerine doğru, mutluydu orda, sevdiği gelmese bile, hırçın dalgalarla içindeki sinirleri sakinleşiyordu bakınca, duyduğu öfke bir anda tekrar sevdaya dönüşüyor ve o yine umutla yeniden.... yeniden..... tekrar ve daha çok seviyor bağlanıyordu o kadına, ya da deniz kızına, bekliyordu gelecek mutlaka diye vuslata, bekliyordu umutla, bir gün, yirmidört saat değil de, kırsekiz saat olsa da değildi umrunda, içinde o umut vardı ya, çaresizliklerini silip götürüyordu... içini aşk ateşi sarınca, ne kar dinliyordu.. ne de fırtına... sahil ona yanan ocak, tüten baca oluyordu bir anda ve bekliyordu vuslatı bütün arzularıyla. . . . .
Hüzünlerden uzak, o sahilde mutluluklar dilerim hakettiğiniz gibi ikinize, mutlu, sağlıklı ve uzun bir ömür sizinle olsun güzellikler içinde, sağlıcakla kalınız....

Şiir ve dostluk adına sevgiler saygılarımda

* * * * *
( hay Allah yazarken gülesim geldi Zeki bey kusura bakmayın, herşeyi ,aklımdan her geçeni olduğu gibi yazıyorum. bunu da belirtmek istedim:)))işte burda yazdığıma kendim güldüm***ne işim vardı bu yaşlı bunağın evinde, ne işim vardı benim falla malla, sen bu işleri gülüm salla, uğraşma yalan dolanla bir daha:)))* *
* * *