13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1310
Okunma

bana mı benzedin
giderken / seninle yasaklandı bu kent
yıllar sonra / ak kargalar sesleri hâlâ kulaklarımda
çağırırlarken yüzleşmenin tozlu yollarına
şimdi sen de yoksun oralarda
bana mı benzedin taşıyamadı mı yüreğin
‘’sonbahar rüzgârlarına kokunu da bırakıp gittin ‘’
boz dağlarla çevrili vadinin ortasında açan eflâtunda
esir kalmış çocukluğum değişmeyenim
yeşilin maviye dokunuşunda düşlerim
bir hilal’e asılı kalmasaydı bulutlar
belki düşerdi usul usul üzerime yağmurlar
seninle soluk alırdı bu güzel havalar
kalabalık caddelerinde çaresiz dolanır yüreğim
yasaklı kentin yasaklısı / kısık lambaların arsız soytarısı
nedendir bulut gözlerimin hâlâ seni arayışı
cilalanmış parlatılmış olsa da ara sokaklar
her bakışta canlanır sana dair tüm hatıralar
kazılı duvarlarında bizden kalma asi bir gençlik var
ufak tefek tanıdık izler
süpürüp silememişler / geçmişimizi
rotası yalnızlık suskun yine yürek
adımlarım gibi soğuk bu kaldırımlar
gecenin ortasına düşmüş sessiz ıslıklar
yarım kalmış sevdiğimiz bizli şarkılar
giderken intihar etmişti ya tüm genç yapraklar
uğramaz olmuş artık göçmen kuşlar
şimdi bulutlar haykırsın ne çare
gazeller savrulur soluk ve esmer her şey bizimle
darmadağın içimde
dört yapraklı yoncanın ucuz mavisinde
pasıyla asılı durur boynumda taşıdığım
umudum diyerek saklayıp sarmaladığım
bana mı benzedin taşıyamadı mı yüreğin
‘’sonbahar rüzgârlarına kokunu da bırakıp gittin ‘’