Rubailer
1
O bir coşkun ırmaktı, boşuna akıp gitti, Daha ne gönülleri peşine takıp gitti. Götürüp bir ummanda boğdukları yanında, Sevda şiirlerimi öksüz bırakıp gitti… 2 Bu akşam neşeli, mutluyuz gayet, Denize ulaşmış ırmak gibiyiz. Her gece içeriz diyorsak şayet, Eyyamcı değiliz, Hayyamcı’yız biz! 3 Sanki ayrı toprakta filizlenmiş fidanız: Ben bir ağaç kökünde, sen selvi gölgesinde! Anlaşılan biz farklı yoğrulmuş hamurdanız; Bizi bize bağlayan sır bunun neresinde? 4 Neden farklı döner bizim çarkımız; Sen siyahlar giydikçe beyaza bürünürüm! Bilir misin nedir senle farkımız: Seni rüzgar götürür, ben rüzgarda yürürüm! 5 Nerde o güzellik, o endam şimdi? Narin eller, ince beller kimindi? Geçmişi yad edip hayıflanmak boş! Seni güzel kılan benim sevgimdi. 6 Mahşerde mizanı kuran melekler, “Birini çok sevmek suç! “ diyecekler. Oysa ben her güzel kadını sevdim; Bendeki günahı bilmeyecekler! 7 Kiminin gönlüne uğramaz huzur, Bulunmaz kiminde bir zerrecik nur. Kişinin gönlünde batmışsa güneş, Her sabah ufuktan doğsa ne olur? 8 Yine efkarlanmışsam, hüzün çökmüşse yine Sebep benim diyerek neşelenme, övünme! Gün gelir benim gibi tutulursun birine Tutsağı oldum diye gözlerine güvenme! 9 Gün gelir, sözcüklerin kalmaz mecali, Anlatır her şeyi insanın hali. Yerden yere vurur bizi bahtımız Sonbaharda savrulan yaprak misali… 10 Toprağın altında karanlık, zifir Üstünde aydınlığı boğmakta fikir. Dirinin ölüden ne farkı kaldı? Şu karatoprağın altı-üstü bir! 11 Ne baharı gördüm, ne yaza erdim, Dört mevsimi hazan eyledi derdim. Damla damla erirdim güneş olsaydım, Yıldız olsam çoktan kayar giderdim! 12 Tarifsiz bir kedere kapılırım, görünce Baharın ortasında gençliği solanları. Yaradan huzuruna çekiverir keyfince Yirmisine varmadan vadesi dolanları... Ekim-Kasım 1997 Ankara |
Şiir denince hatrıma, hep geçmişim gelir...
.......
Sen deyince hatırıma, küllenmiş bir kor...
"Seni güzel kılan benim sevgimdi."
itiraf gerek, sevdan gelir...
......
Kopuk kopuk gelmişse de...
Selam ve saygılarımla.....