7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2077
Okunma
BIRAKMA ELİMİZİ
Sesim kısık ey Resul, takatim yok ya Nebi!
Sana yazabilirdim ancak arz-ı halimi…
Sana yazabilirdim çünkü başka kimsem yok,
Sen olmasan tadım yok, umudum yok, neşem yok.
Sinemde gülle gülle büyüyor çaresizlik
Sindirildik nicedir, bakışlarımız silik
Ve sen bizi bırakıp gittiğinden bu yana
Yaşadığımız âlem ‘’Cahiliye’’ den fena
Camilerden taşardı adını anan diller
Birden sustu ya Habib, söndürüldü kandiller
Günahtan gökdelenler yükselirken fezaya
Gelemedik müminler bir safa, bir hizaya
Bundan mı bahtımızda Güneş battı; hep gece
Bağdat pay-mal edildi, kan kusuyor Felluce
Bundan mı bölünüyor mazlumların uykusu?
Filistin seherleri kan ve barut kokusu…
Hicranın hançer gibi saplanmış böğrümüze
Ölüm piyangosunda adres sormuyor füze
Kirli ayaklar şimdi çiğnemede ‘’Babil’’ i
Rabbimden bekliyoruz göndersin ‘’Ebabil’’ i
Göndersin şehitlerin ayini bölünmeden
Kireç yüzlü çocuklar kefensiz gömülmeden
Göndersin Hamza ile Hattab oğlu Ömer’i
Tetik çekeni vursun namlusundaki mermi
Yetmez mi kaç asırdır yere eğildiğimiz?
Ya Muhammet, biz de ümmetin değil miyiz?
Duymaz mısın şu kısık, hüzünlü sesimizi?
Bu acziyet içinde bırakır mısın bizi
Bırakmasın değil mi? Ruhumuz çok sıkıştı
Hani Rabbin de seni yalnız bırakmamıştı
İnletsin asumanı Bilallerin sadası
Yeniden halelensin Müslümanlık sevdası
Minarelerin boynu bükülmesin ya Nebi
Ümmetin birlik olsun Medine’deki gibi
Titriyorum ya Resul, tut bırakma elimi
Bu kadar yazabildim ancak arz-ı halimi.