BİR GAZZE AĞITI

Gene rengin kızardı senin ey mazlum toprak.
Gene kana bulandı dalındaki son yaprak.
Gene Dar’un Nedve’ler idam hükmünü verdi.
Gene pak harimine kanlı pençeler girdi.
Hakkın, masumiyetin hiçe sayıldı gene.
Lânetlenmiş namlular çevrildi Filistin’e.
Filistin… Ah Filistin! Figanın durmaz senin.
Kurumadı yıllardır gözyaşları Gazze’nin.

Gazze ki Ebu Bekir’in ilk aşkı, ilk rüyası.
Zaferinin mihrabı, şahadetin çağrısı.
Gazze, Kadim Mısır’ın dolunaylı eşiği.
Selahaddin’in yurdu, İmam Şafi beşiği.
Sen halife Ömer’in bin beldeye menendi.
Selim Han’ın sancağı, Süleyman’ın mabedi.
Sen Abdülhamit Han’ın kıyamadığı evlât.
Sen doğum sancısında ölümü tadan hayat.

Sen, kurak iklimlere bolluk yağdıran vadi.
Sen ,semavî dinlerin baş döndüren vaadi.
Ey hac yolculuğunun mütevazı durağı !
‘’Sürre alayları’’nın hiç sönmeyen çerağı
Ey binlerce haçlının kan döktüğü öksüz yurt !
Bugün tepende bomba, gözyaşlarında barut.
Şimdi çığlıklarında buz tutuyor merhamet.
Şimdi zayıf boynunda zalim, kanlı bir kement.

Ve şimdi feryatların arşı mesken tutuyor.
Şimdi çaresizliğim kanımı kurutuyor.
Tüm dünya bu sahneye gözlerini yumarken.
Mecalsiz yakarışlar senden medet umarken.
Zülfünden çekilerek kirlenmesin Leyla’sı.
Dönmesin Leylaların katından vaveylâsı.
Mermilere karışan ağıtlarını duyduk.
Duyduk da aymazlığın kollarında uyuduk.

Oysa dört asır kadar dalgalandın o burçta.
Bugün kırık-dökük bir duamız var avuçta.
Dualar tanklarının zırhlarını delecek.
Yenileceksin zalim; zulmün de yenilecek.
Sen ey lânetli kavim, sen ceberut İsrail !
Sen azgın kan dökücü, sen gözü dönmüş katil.
Sen huzurun kalbine sokulmuş hain bıçak.
Her şey Rabbime ayan, seni o durduracak.

Sana yar olmayacak bekleme, Arz- mev’ud.
Ne miras-ı Süleyman ne de Diyar-ı Davut.
Amalika’nın kavmi kovacak burdan seni.
Ebabil’ler yakacak kanlı, kara enseni.
Musa’nın kitabında zulüm yok, cinayet yok.
Seni haklı çıkaran bir delil, bir ayet yok.
Sen ki tarih sathında sürülmüş bir milletsin.
Bedduadan beslenen yüz karası illetsin.



Mezarınız olacak mazlumların lâneti.
Kurtulacaksın Gazze, ceddimin emaneti.
Bıktık ablukalardan, katliamından bıktık.
Mukaddes toprağımdan def ol git; Yeter artık!
Zilletin çarmıhında gerildiğimiz yeter.
Sina’nın sinesinde serildiğimiz yeter.
Yeter genç hilâllerin ufukta batışları.
Yeter hain füzeler, tanklar, top atışları.

Yanınıza kalır mı bu aczimiz, ahımız?
Kahretmez mi sizleri gözyaşı silâhımız?
Bir Adil-i Mutlak var, çaresize çaresaz.
Makamında bekleyen gökler dolusu niyaz.
Yetişin ey Halid’ler, Filistin’e imdada.
Parolamız şahadet, gücümüz İntifada.
Gazze’ de kelebekler uçuşacaklar yine.
Müjdeler verilecek Şehit Ahmet Yasin’e.

Umutları yeniden yeşerecek bu halkın.
Şehitler dirilecek bağrından salkım salkım.
Şafaklarda güneşi özledik artık Ya Rab.
Tekrar serin ve mavi salınsın Şatt’ül Arap.
Yıkık minarelerde yüce şanın duyulsun.
Bebekler beşiğinde ninnilerle uyusun.
Senin için verilen şu imtihan aşkına.
Akan oluk oluk kan ve şehidan aşkına.
….

Elini kalbime koy Gazze, ben de yetimim.
Belki faydam dokunur, yanan bir kalple geldim.

Osman DURAK
11.01.2009/Gaziantep