16
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1622
Okunma

her şey sana hazırlanıyor
uçsuz bucaksız bir inayet
çölde kum tanesi
kendimde bir arınma büyütüyor
günahı fikrime iğneleyen tanrı kayrası
kehanetini meleklerin sabrında sınarken
ihanettir uykumda konaklayan
kırıklarımda kızıla düşen bir isyan
ve biraz daha zaman kalmadı
nefes düştükçe eskirmiş günahlar
şimdi dilini bilmediğim bir vaveylâ
içini bildiğim nehirlerin sükûneti
gitmek ölümdür
kaçmak sen
kadim bir dosttur tanrı…ruhuma
bin defa yazılıp çizilen kader
düşlerimde akladığı hakikat kadar
onca yaşadım
şimdi bildim
sözünü kaybedermiş aşk’a düşünce keder
suyun taşa değdiği yerde üşüyünce yalnızlık
titrer iki kör kuyu içinde hasret
ve bu yüzden sen gözlerimde bir şeysin
helâk olacak bir meyil
sabrı nöbet tutuyor her dua da
duada yitiriyor hükmünü
aşk cinneti ile geçen tufandan
kurtulanların hayâsında
kadim bir dosttur dua…huzuruma
ten perdesinde kapanınca gece
oyuncular ağlaşır kirpiklerin kasvetine
kaç ova üzerinde uçtukça o hece
çöl
kendi mahreminde bilinmez bir bilmece
ellerime kavuşma yakan ayrılık
ağustos da gölgeyi kovarken
zemheri de karnını ovar
ömrün bitmeyeceğini düşleyen
ruh mu
huzur mu
oysa aşk’la yaşlanmaktır
kalbin imkansızla tevafuku
yemin billah dönünce köşeden
daha yeni atıyordu sevap adımını
şimdi ilk emir gibi okundu adın
hangi yöne dönse içim
kendinden bir haber geçmişim
bütün kıvrımlarında saklıyken hazinesi
ben o sırrı
aşk diye içmişim
kadim bir dosttur aşk…adıma