(İsmi bende saklı, şiirlerini gerçekten büyük beğeniyle okuduğum bir şair dostumla atışma tarzı birşeyler karalamıştık. İlkini paylaşmak istedim. Umarım tepki almaz. A.E)


Kalemini kuşan da gel, savaşalım biraz senle
Sevgimi bir yana koydum, kızdırmaya geldim seni.
Dostluğumuz baki kalsın sözlerimi iyi dinle
Yorulmak yok; Mısra mısra gezdirmeye geldim seni...

Bir ara yanıma uğra. Öğrenmemektir ayıp sus!
Yazdıkların çarşaf çarşaf, lâkin içerik kayıp, sus!
Lâf atmayasın ustana kör şeytanlara uyup sus!
Damarından girip böyle, üzdürmeye geldim seni...

Ne o öyle? İki beyit, ``Şair oldum ben`` diyorsun
Baklavanın üzerine kelem turşusu yiyorsun...
Azda şiir yaz be koçum... Gelsin de beynimi yorsun
Şairlik denen süzgeçten süzdürmeye geldim seni...

Bir de kitap bastırmışsın. Satışın bol olsun kardeş
Üçüncü sınıf ozanlar sözlerini çalsın kardeş
Sevda dan dem vuruyorsun; Ben almayım, kalsın kardeş
Gerçekleri göstermeye, tozdurmaya geldim seni...

Yazıyorsun, sözüm yok da; Biraz da şiir yazsan ya
Mani yi herkes yazıyor... Farkını bulup çözsen ya
Hep mazlumlara kızarsın... Azıcık bana kızsan ya
Boz kelinden öpüp bugün bezdirmeye geldim seni...

Gıybetimde laf etme ha! Aha silah, aha bıçak
Hani kör boğalar vardır... Saldırırlar köşe bucak
Ben kırmızı bir bayrağım. Sallanırım salkım saçak
Rengimi gösterip böyle azdırmaya geldim seni...

Zaman oldu, bir sarrafa künye yaptırdım ismini;
Bazı günler fizikçiler inkâr ettiler cismini.
Mahallenin imamına verdim bendeki resmini,
Doksandokuz kere sayıp, düzdürmeye geldim seni...

Darwin ne kadar haklıymış... Seni gördüm hak verdim bak!
Mümkün olduğunca kıstım, sözlerimi şık verdim bak,
Sana bir satır yeterdi; Sekiz kıta çok verdim bak
Cevabını tez beklerim... Yazdırmaya geldim seni...








Ali ERDİNÇ