3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1830
Okunma
‘’Çanakkale ye gidecek bir araba lazım!’’
Dedim…
‘’Olur’’ dediydi garibim, arabasının durumunu düşünmeden.
Gece vakti çıkmıştık yola.
Daha köprüyü geçer geçmez,
Su koy vermiş ti arabanın motoru,
Kalmıştık yol kenarında.
Sağa el ettik yok!
Sola el ettik kimse durmaz!…
Cigara da yok aksi gibi, nasıl olurdu ki sabah?
Gün ışırken sıcak ekmek buldum,
Mahalle arasındaki bir fırından.
Bölüştük, yedik, dertleştik,
Zaten hep böyleydik.
Güneşin farklı doğacağı sabahı beklerdik.
Göreni hayrete düşüren bir gayretin sahibiydi.
Eli titrer, ayağı titrer,
Ama o hep çalışmak lazım der,
Herkesten önde giderdi.
Bu heyecan bu bedene sığmazdı, sığmadı da.
Yırtıverdi bir sabah hakikat perdesini,
Düşüverdi ahret yoluna.
Giden kim bilen yok omuzlarda,
Hıçkırsan ne olur dost omzunda?
Dönüşü olmayan yolculuğunda,
Abdullah SESSİZ,
Biz sessiz…
İnna Lillah ve İnna İleyhi raciun
ABDULLAH SESSİZ in anısına
31.12.2008
Erkan ÇEVİK /Aralık 2008