Biraz daha, biraz daha aydınlık günlerim...
Yokluğundan gözyaşlarımla ıslattığım gecelerim
Çekti suyunu,
Kumlara yazdım yeniden
“Tanrım ne büyük aşk oyunu!”
Seni düşündüğümde,
Deniz gelir aklıma, bulutlar;
Martılar ve kumlar.
Sonra mehtaplanan Ege gelir,
Tomurcuk kokusu, tatlı rüzgarlar...
Tüm bunların bir arada buluştuğu
Sen gelirsin aklıma...
Bir tutam tomurcuk kokar aşkım
Estikçe sen, kaplar tüm kalbimi kokun.
Adada düşlerim yaşandığını aşkımızın.
Çepeçevre aşk dolu çamların içinde.
Bir limanda, iskeleye oturduğumuzu düşünürüm.
Sarıldığımızı ölürcesine,
Her dalga vuruşunda,
Kenetlendiğimizi...
Yansıdığımızı denize
Öğrettiğimizi aşkımızı sular alemine.
Işte bunları düşünürüm ben aşkım...
Ben seni adalar kadar severim
Ve bilirim ki dünyalar kadar sevilirim.
Deniz kızını ve Kayıkçı’yı düşünürüm.
Uçan martıyı ve yanan feneri.
Bir şarkı çalınır kulağıma
Ben seni hissederim.
Şiir söylerim, şiirler seni söyler.
Kağıttan gemi yaparım şiirlerimi
Yollarım bir yakasından Ege’nin
Yollarım ki, bulasın bir yerlerde
Kalbimin el yazısını...
Öyledir ki senin kokun;
Tertemiz hava gibi
Öyledir ki ellerin
Sert ve narin, benim...
Yakıcı, kızgın güneşten kaçıp
Bir anda atlamaktır denize
Seni sevmek.
Sıcak kumların üstüne
Kalbimin izini çıkarmaktır.
Deniz kabuğudur senin aşkın bazen
Baktıkça mutlu olurum.
Bazen taptaze çiçek
Estikçe seni bulurum.
Ay doğar geceleri aşkımıza
Güneş, aya fısıldar;
“İyi bak onlara!
Işığınla sar onları, büyüle!”
Yani sevgilim!
Tabiattır senin sevgin
Tabiatı sevmek gibi içten
Seni sevmek gibi delicesine...
Ben Ege’de parlayan bir aysam,
Güneşim de sensin.
Işığımı senden alıyorum,
Hem senin etrafında
Hem de aşkının etrafında dönüyorum.!
Ben seninle mutluyum!
Ben seninle mutluyum!