1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
25
Okunma
Gece,
boğazıma dayanan soğuk bir bıçak gibi.
Ay tanık, yıldızlar suskun—
kimse masum değil bu karanlıkta.
Adını anmıyorum artık,
çünkü bazı isimler çağrılınca kanar.
Kalbim, terk edilmiş bir ev:
kapıları açık, içi talan.
Zaman çürüyor avuçlarımda,
her saniye biraz daha eksik.
Hatıralar pas tutmuş çiviler,
düşlerim onlara asılı—kemik kemik.
Şehir nefes almıyor,
sokak lambaları kör.
Gecenin dili yok,
ama her gölgesi seni söylüyor, kördüğüm kör.
Ve şimdi aynaya bakıyorum,
içimden bana bakan biri yok.
Yüzüm, yarım kalmış bir cenaze duası,
ne gömülebiliyor ne de unutuluyor çok.
Ben buradayım,
karanlığın en dip cebinde.
Ne umut kaldı, ne dua—
yalnızca bitmeyen bir yankı:
gitmedin…
sadece söndün. (Selma Ardıç Tan)
5.0
100% (1)