0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
22
Okunma
Nihâl’in sesinde
bir nağme belirir,
ben suskunken.
Bir gizli nehrin akışı
ruhumun kıyısından geçer
ve ben
henüz bir damla değilken.
Aşkın lisanı sessiz,
Nihâl’in soluğunda titreşir:
“Sen daha ‘ben’ demeden,
‘o’ vardı zaten.”
Bu ses,
zamanın ötesinde bir çağrı
varlığımın köküne inen
bir şehâdet.
Her şey
bir aynanın sırrında:
Nihâl, aşk, ben
hepsi aynı ışığın
farklı adları.
Söz, ancak gölge;
asıl olan,
o söylenmeyen
ezelî beste.