0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
16
Okunma
Beni benden başkası anlamaz,
Aklım dolanıyor yıldız yordamlarında.
Delirmeye yakın olduğum vakitler,
Senden farklı bir şey yok cihanda.
Bala benzemezdi bir ses, duyular kaybolmazdı.
Her tarafın bataklık olduğunu bilmezdim.
Gül bahçesini bir kez görseydim eğer,
Beyaz gülleri senden çok sevmezdim.
Görünmez olup uçsaydım evrende,
Etrafında uydularını görmek, yine acıtırdı.
Lâl olduğum vakitleri saymazsak eğer,
Seninle konuşunca bu gönül, yine yıkılırdı.
Tespih taneleri seni anlatıyor.
Seni ibadet bellemeyi sen nereden bilirsin?
Beş vakitin beşi de sen oldun.
Sen benim için artık farklı bir cihan gibisin.
Düşünmüyorum artık, beynim dayanmıyor.
Bu beyin artık sebepsiz ölüyor.
Bir faniyi yanlışlıkla severse eğer,
Harpte son nefeslerini veriyor.
Bundan da sıkıldım, ruhum kararıyor.
İnsan en sevdiğini cehenneme gömer mi?
Bu sorunun öznesi dâhi belli değil artık.
İnsan ölüverince, cehennemleri sever mi?
Cihanlar ters yüz oldu, yine sen farklılaşmadın.
Bir fani trene binmek Tanrıça’ya yakışır mı?
Raylar biraz daha benden uzaklaşıyorsa,
Bir Tanrıça’ya sevdalanmak bana yakışır mı?
Kriterleri sağlayamam ben, insan değilim.
Hiçbir yerin hiçbir şeyi olamamayı da öğrendim.
Bir kartalın kanat çırpışını duymak için,
Kartalın cihanında ters yüz olmayı öğrendim.
Bu doğa senden ayrışamıyor, senin kokundan.
Unutmamak için yaşamamış olmayı yeğlerim.
Bir hançerin ucundan keskin olan hayatı,
Sevdadan kaçmak için yaşamamayı isterim.
Pakladı beni cihan, senfonisini bitirdi.
Çalgılar öldü, notalar susuverdi.
Seni ilk gördüğüm yağmurda bile,
Bu cihan senden farklı oluverdi.
5.0
100% (1)