0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
22
Okunma

binlerce asır ayakta kalmış, harabe bir ev gibi içim.
Dıştan az hasarlı, içten yıkık dökük..
Başım eğik, oturuyorum hasır sandalyenin üzerinde.
Düşünüyorum geçmiş yaşlarımı, gençlik telaşlarımı.
Belki de yarım kalmış aşklarımı...
Ellerimin nasırları arasında gidip gelirken gözlerim,
Ömrümün son demlerini yaşıyor gibiyim.
Duvara asılı sararmış bir fotoğrafta oyalanıyor bakışlarım.
Tanıdık bir sima... Fakat bir o kadar da silik..
Ey fotoğrafın içindeki, ya çocukluğumsun, ya gençliğim.
Ya sevdam olmuşsun ya imtihanım.
İhtiyar bedenim, yorgun hafızam bugün tanımıyor seni.
Fakat bir zamanlar varmış ki en tanıdık sakiniymişsin kalbimin.
Öyle olmasaydı , hisseder miydim fotoğrafını tutan çivinin ağırlığını sinemde...."