2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
63
Okunma

saklamış anahtarları yine gece
belli ki tüm kapıları erkek bu kentin
pencereleriyse alabildiğine kadın
adımı kim fısıldasa
daralıyor ana caddeye inen sokaklar
dolaştıkça tenhalarda
yasalar mum gibi eriyor avuçlarımda
bir dişi kuş
konuyor omzuma
kanatları kayıt dışı
aynamda çoğalan bir gölge
her sabah eteğimi ölçüyor
rüzgâr bile temkinli
yüzüme dokunurken
bahçemdeki ağaçların
kökleri hep sorguda
meyve verince alkışlıyor herkes
vermeyince lanetliyor
bir erdemmiş gibi
sürekli “sus” deniyor
saçları uzun olanlara
oysa sessizlik
eskilerden kalma bir kafes
yağmur
her yağdığında
yıkıyor ardımdan
adımlarımı suç sayan taşlarda
bıraktığım izleri
mutlu sonu yok bu masalın
prensesi yok
alnında çiçekler açan
kadın kahramanı var..
hulyaperest