5
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
99
Okunma

Taşınan her geçmiş,
Sırtımızda görünmez bir dağdır şimdi,
Ne zaman silkinsek ağırlığı ruhumuza çöker,
Bu yorgunluk, yaşanmış anıların
tatlı bir tortusu değil;
onları sürekli bugüne taşıma çabamızın bıkkınlığıdır.
Gözlerimiz, geride bıraktığımız
her kavşağa bakmaktan yorgun, Geleceğin perdesi daima sisli ve ağır,
Zaman, bizi ilerletmez; sadece bizi, o eski, tanıdık pişmanlığa usulca geri iter durur.
Ne bir mola yeri var nede bir durak;
Sadece bitimsiz bir koridor,
Ayak izlerimizin daima yankılandığı,
Yorgunluk, bedende değil;
her anı taşımak zorunda kalan
o yanan hafızadadır.
II
Anlar, bir zamanlar sudan hafif ve zarifti;
şimdi ise bütün neşeleri çekilmiş, taşa dönmüş hatıralar,
Her biri bir heykel gibi duruyor içimizde,
ne kırılıyor nede siliniyor,
Sadece bakış açımızı değiştiriyorlar.
Bugün, dünden ödünç alınmış, yarından çalınmış bir zamandır
Anla artık, ne bize ait
nede bizi biz eder,
Biz, bu iki boşluk arasında sıkışıp kalmış, ne koşabilen nede durabilen yorgun gölgeleriz.
Kalbimiz, takvim yapraklarını değil, Yaşanmamış ihtimalleri saymaktan yıprandı,
İşte bu, ileriye gitme arzusunun, geçmişin pençesinde kan kaybetmesidir.
III
Gelecek, ikimiz için boyanmış bembeyaz bir duvardı
bir zamanlar;
şimdi ise orası bile yorgun,
Oraya ne bir umut resmi çizecek fırçamız kaldı ne de o yalan beyazlığa inanacak bir gücümüz.
Beklenti, omuzlara yüklenen en ağır yüktür; gerçekleşmeyen her hayal,
bizi bir adım daha geriye çekti,
Şimdi sadece an’a sığınıyoruz;
o an bile nefes alırken bizi terk etmeye meyilli bir andı,
Bu yorgunluk, büyük bir isyanın sessizliğe dönüşmesidir; Haykırmak isteriz ama sesimiz kilitlenir,
Çünkü zaman, kendisinden çalınan her saniyeyi, bizden katbekat ağır bir bedelle geri aldı.
IV
Bu ağır misafirliği kabulleniyoruz sonunda;
Geçmiş bir gölge, gelecek ise bir sis perdesi,
Elimizde kalan tek gerçek,
Bu yorgun ruhun şimdiki zamanda hüzünlü ve dürüst duruşudur.
Bırakın, anılar sızlasın, bırakın gelecek yalan söylesin; önemli olan o sızıyla barışmak,
Ve anlamak:
Biz, zamanın kendisi değil,
onun sadece üzerimizden akıp geçtiği yorgun bir yatağız.
Ne zaman ki bu yorgunluğu kucaklarız, işte o zaman o eski yük hafif bir hüzne dönüşür,
Çünkü zamanın tek kuralı vardır:
Ne kadar direnirsen, o kadar yorulursun.
Cemre yaman
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)