0
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
60
Okunma
Söylesene Hâkim Bey,
İhanetin cezası kaç ömürdür?
Bir kalbi öldüren,
Kendi kalbini nasıl aklar, nasıl gömer..
Söylesene Hâkim Bey,
Bir gidişin ardında kalanın suçu nedir?
Neden hep terk edilen yanar,
Gidenin cebinde hiç ateş yok mudur?
Çünkü bazı yüzler,
Bazı gülüşlerin günahını asla temizlemez.
İnsan kimi zaman kendi kalbine bile düşman olur,
Sevdasıyla ölmüş bir adama kim beraat vermez ki ?
Söylesene Hâkim Bey,
Beni değil de bir başkasını seçmiş birine,
İçimde hâlâ iyi şeyler dilemek…
Bu da suç mudur, yoksa akıl hastalığı mı?
Ama hâlâ beraat etmiyor bu kalp.
Çalan her kapıda,
sanki oymuş gibi koşuyor ayaklarım.
Ve hâlâ en çok,
Onun mutlu olmasını dileyen yanım acıtıyor beni
Söylesene Hakim Bey,
Aşka tapan biri, ihaneti nasıl unutur?
Ben unuttum desem yalan,
Unutamadım desem gururum ağlar.
O şimdi bir başkasının dünyasında,
Ben hâlâ içimde onun resmine çerçeve arıyorum.
Sizce bu kaç yıl hapisle cezalandırılır?
Yoksa doğrudan kalpten infaz mı edilir?
İçimde bir mahkeme daha kuruluyor her sabah.
Sanık yine ben…
Suçlama hep aynı:
“Onu hâlâ seviyor olmak.”
Bu suçun zamanaşımı yok mudur?
Ben unutmaya çalıştıkça,
Kader gelip unuttuklarımı geri getiriyor.
Bir gülüş, bir koku, bir şiir… hep onu hatırlatıyor
Her şey onun sanki bilir kişisi gibi konuşuyor.
Söylesene Hakim Bey,
İnsan birini affettiğinde gerçekten affetmiş olur mu?
Yoksa bu kalp, sessiz sedasız
Kendi içinde müebbet mi yatar?
Bazen öyle bir boşluk oluyor ki içimde,
Yutuyor sesimi, nefesimi.
Boş bir sandalye bile onun yokluğundan
Daha sessiz olamıyor.
Ben ona bir ömür armağan ettim,
O ise bana dikenli bir sonbahar bıraktı.
Hâlâ soruyorum kendime;
Ben bu cezayı hak edecek ne yaptım?
Sanki dünya ikiye ayrıldı Hakim Bey;
Bir tarafında onun gülüşü,
Diğer tarafında benim külüm.
Bir insan aynı anda hem yanıp, hem nasıl donar?
Artık anlamaya başladım.
Belki de ben, onun açtığı yarada
Doğmuş bir karanlığım.
Peki bu adamı kim yargılayacak? Hâkim Bey
Aşk mı, gurur mu, yoksa ömür mü?
Çünkü ben hükmümü çoktan verdim, çoktan
Ben, onun gidişinde kaldım;
Ama O ise O....
Neyse Hâkim Bey, sen anladın
Gerisini söylemeye ne hacet.
Son kez soruyorum ; Hâkim Bey,
Birini kendinden çok sevmenin kanunda bir karşılığı var mı?
Yoksa hepimiz,
İlk ihanetle ölen ama hâlâ yaşayanlardan mıyız?