14
Yorum
30
Beğeni
4,8
Puan
195
Okunma
Bu şehir…
bir zamanlar avuçlarıma sığdıramadığım kadar büyük,
şimdi ise içimde küçülen bir gürültü.
Hani geçmez dediğimiz o günler vardı ya,
durduramadığımız, bitmeyecek sandığımız;
neredesin…
neredesiniz?
Bir köşeye bıraktığım telaşlarım vardı,
geceyi lime lime eden uykusuzluklarım,
“aman kaçar” diye tutunduğum fırsatlar,
“aman yetişemem” diye koştuğum yollar…
Şimdi birer gölge gibi geriye çekiliyorlar,
sanki bana ait değillermiş gibi.
Sahi, neredesiniz?
Bedenimi yıpratan, omuzlarımı çökerterek
beni sabaha kadar ayakta tutan siz,
şimdi hangi unutuluşun kuytusunda saklanıyorsunuz?
Bir zamanlar savaş gibi gördüğüm o çabalar,
bir an önce olsun diye titreyen ellerim,
“hayat beni beklemez” korkusuyla attığım adımlar…
şimdi dönüp bakınca,
kuru bir yaprak gibi hafif geliyor yüreğime.
Çünkü insan bazen,
yaşadıklarından çok yaşayamadıklarını taşır sırtında;
sahip olduklarından çok
sahip olamadıklarını duyar gecenin sessizliğinde.
Ve ben bugün,
içimdeki koru avucumda tutar gibi bir sızıyla soruyorum:
Neredesin?
Çocukluğumun saklambaç nefesi,
gençliğimin koşarken bile bitmeyen umudu,
dizlerimin bağı çözülmeden önceki cesaretim…
Sahi, neredesiniz?
İnsan bir gün durup bakınca anlıyor:
Meğer ömür dediğin,
bir an önce olsun diye acele ettiğimiz ne varsa
onların hiçbiri kadar acıtmıyormuş geçip giden zaman;
acıtan, yarım kalanlar,
içimize dönen sessiz çığlıklar,
adını koyamadığımız o eksiklikmiş.
Şimdi kalbim,
bir pencere aralığından içeri sızan rüzgâr gibi ürperiyor.
Bir iç çekiş doluyor odama,
sanki göğsümün orta yerinde yıllardır bekleyen bir hüzün
nihayet yerinden kalkmış da konuşmaya başlamış gibi…
Okuyan anlasın isterim:
Bu şiir sadece benim değil,
kendi sessizliğine dokunan herkesin aynası olsun.
İçindeki yangını saklayanların,
özlemini söyleyemeyenlerin,
“Ah…” diye başlayıp susanların kardeşi olsun.
Ve işte tam burada…
göğsüme çöken o ağır soruyu yeniden fısıldıyorum:
Hani?
Nerede?
Neredesiniz?
Cevap gelmiyor.
Ama biliyorum,
kim okursa kendine göre bir iz bulacak,
bir zamanın içinden çıkıp gelen bir sızı;
belki gözleri dolacak,
belki içinden “Aynı benim hikâyem…” diyecek.
Ve şiir tam da orada tamamlanacak:
Bir kor gibi yakan özlemle,
bitmeyen bir iç çekişle,
boynunu büken ama sesini kesmeyen bir hüzünle…
Neredesin?
Neredesiniz..
ALİ RIZA COŞKUN
5.0
94% (16)
1.0
6% (1)