Bu avlunun içinde mi dışında mı ne tarafta
Şu yıkık dökük harımı aşınca mı çocukluğum
Ebemin kara çömçesi hâlâ duruyor mu rafta
Herende un tarhanası pişince mi çocukluğum

Ocakta fışkı ateşi mıharada ince duman
Sacayağına yakın kes ardında bir gözer saman
Üstüm başım is kokusu sırtımda buz aman aman
Yorgun başım kucağıma düşünce mi çocukluğum

Bayıra çıkan dar sokak boyunca kar dolunca mı
Açlıktan kazınan midem yağlı çörek bulunca mı
Kahveye giden babamın gölgesi kaybolunca mı
Camiye giden dedemin peşince mi çocukluğum

Kalaylı bakır sinide bir kâsede on üç kaşık
İnen ve kalkan on üç kol biri birine dolaşık
Çeşmeye inen kap kacak buz gibi suda bulaşık
Anamın topak elleri şişince mi çocukluğum

Otuz koyun iki inek dağ başında bir taş ağıl
Ipıssızlık insansızlık ılgıt ılgıt çağıl çağıl
Her akşam bir damda toplan her sabah dört yana dağıl
İflahım kesilip sabrım taşınca mı çocukluğum

Zemheride çuvalda un külekte yağ bitince mi
Yerince bir tava ovmaç tüm haneye yetince mi
Babamın borçtan yokluktan başı duman tütünce mi
Bibimin eli ayağı şaşınca mı çocukluğum

Bir dul karı çocuğunun ev ocak olma telaşı
İki öküz bir kağnıyla üç sene taşınmış taşı
Önünde ahır samanlık arkası bayırın başı
Dedemin üç göz evinin yaşınca mı çocukluğum