9
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
150
Okunma
Bugün üzgünüm, kırgınım; öyle dostlar
Dalları budanmış, yeşilsizim artık
Şemşiyem açılmaz, çalışmıyor ki şimdi
Yağmurdan koruyamam, ıslanırsın burda
Gölgem yok ki, yanımda güneş çarpmasın seni
Korunağının içinde azap biçmesin seni
Durmayalım haydi şimdi,
Dosta gidelim hemen
Mendil serip el açıp rahmet dilenelim şimdi
Bilgiyi un eyledik, tuza kardık leğende
Çöreğini yiyenler susuz kalıp yanar iken
Aşkın dikeninden beden haşlandı şimdi
Kanlara boyananlar! Canı bulan ekimdi.
Ey erenler, Hak yolunda divan kaldı mı şimdi?
Nefsinden geçen insan; kaldı mı, kaldı mı şimdi?
Durmayalım haydi şimdi,
Dosta gidelim hemen
Mendil serip el açıp rahmet dilenelim şimdi
Yapılanı unutmak, birlik ekseninde dönmek
Mevlevi libasıyla Mevlânâ’yı bulmak
Bilmem kaçıncı ömür; tüketmek ve dirilmek
En sonunda olgun, olgun meyveyi bulmak
Hicivin hedefinde durma benim ey resmim
Kaç anın kaldı bilmem, beyazdır kefenin şimdi
Durmayalım haydi şimdi,
Dosta gidelim hemen
Mendil serip el açıp rahmet dilenelim şimdi
Gözyaşıyla suladık kederin tarlasını
Karanlıkta titreyen yıldızları topladık
Nefes nefese kaldık, yol uzun ama vârdık
Her adımda aşkı, her düşte rahmet yardık
Leyla Mecnununu, Mecnun Leylasını buldu
Yağan yağmur birleşti aktı okyanusunu buldu.
Durmayalım haydi şimdi,
Dosta gidelim hemen
Mendil serip el açıp rahmet dilenelim şimdi
5.0
100% (15)