7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
165
Okunma
Okuduğum roman — bitmeyen cinsten,
Hayatın her rengi hissedilir içten.
Bazen kelebek kanadı dokunur,
Bazen arının soktuğu iğne,
Bazen yılan dişini geçirir,
Bazen de yayladır sütü içiren.
Tiyatro sahnesi — hayattan perde,
Dans eder, oynarsın bulunduğun yerde.
Bitmez rüyalar; her akşam şafak,
Doğar geceden — anlatır gününü.
Şüpheye düşersin aldığın nefeste,
Yalnızlık postu bürünür sana.
Yalnızlık dikersin, kendini biçersin,
Gündüzden hikâyen yansır perdene,
Yüzüne gülene “arkamdan taş” dersin.
Verilen haber doğruysa ersin,
Belki de yalandır — sormadan yersin.
İstemez asla seni şirketle
Paylaşmaz seni yabancı dalla.
Ufukta görünür bir garip yalnızlık,
Bir ömür belki de böyle geçiyor.
Çözülmez çaresiz, sorulmaz ilmek.
Muamma götürür seni sendroma,
Takipsiz takibin sendendir — anla.
Görüp de kaydeden, yorumlar veren,
Sendeki sendir — seninle gezen.
Sonsuzun koynunda ağlamak ve gülmek
Bir büyük bilmece — insandan kendine.
Sükûttan ihtilal doğurur sana,
Yalnızlık meyinden yudumlar durursun.
İçinde benin — bir mavi matem.
5.0
100% (12)