8
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
146
Okunma
Hangi fırtına getirdi beşinci mevsimi bize
Kim düşürdü takvimden hakikatin rengini?
Saatler kör, kırılan zamanın ahengi
Ateş dilli, yalan rüzgarı;
Esiyordu şimdi.
Yaşayanın unuttuğu dört mevsimden kalan
Seher vakti izsizdi, şafağına açmayan
Yediveren gülüydü eteğinde kar kalan
Gözünde kan,
Ağlıyordu şimdi.
Gül bahçeleri aynasız, olunca aşksız
Bülbülsüzdü, ay utandı, gök küsmüşdü artık
Çığlıklar yürürken boşluktan geri dönmeyen
Aşksız çalan nağmeler,
Unutulmuşdu şimdi.
Emeksiz tarlalar başaksızdı artık
Güneşi var mıydı?
Bir yalan rüzgarı, hayatın giyinik yüzü
Dört mevsimden doğan,
Lüküs hayat!
Cilalı beşinci mevsimindi şimdi.
Şeytanın yüzü görünürken her cihetten
Bukalemun çakan,
Susuz dönen değirmen taşı
Karıncalar ezilirken haksızlıkdı diz boyu,
Lüküs özlem!
Fakirliği kaybettik, vardan hayat,
Sevgisizdik şimdi.
Gölgeler uzanırken kısaldı insan sesi
Aynasızdık artık, yüzümüzdeydi maske
Kışımız karsız, baharımız çiçeksiz
Güneşli yaz gününde hazan kaldık, çıplak
Beşinci mevsim adı,
Yalnız kaldık şimdi.
Yalancı kehkeşanlar asumana birer yıldız
Şeytanın ihatası, melekse araf da kaldı
Ve kimbilir hangi dua yarım, yarım kaldı?
Varlık şımarttı
Beşinci mevsim adı...
Ruhsuz kaldık şimdi.
Yokluktan varlık bulan,
Ayağı yere basan
İnsandı kendini asan
Ne Dünya vardı sanki,
Ne de zaman işleyen
Sordum: ’Ey Hakikat, nereye gitti insan.’
5.0
100% (13)