0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
58
Okunma
Bir süredir;
kalbim sessiz bir laboratuvar gibi çalışıyor içimde
ne öfke üretiyor ne hüzün,
sadece stabil bir kimya,
sakin bir element.
Ne onu affetmek istiyorum,
ne de kapıyı yüzüne kapatmak.
Ben artık eşik taşı gibiyim;
gelse de olur, gelmese de
hiçbir şeyin ağırlığı çökmüyor üstüme.
Ama tuhaf bir arıza var içimde:
sanki ruhumun iç mekanizmasında
yeni bir piston titriyor.
Evimi taşımak geliyor içimden,
şehrin bambaşka bir sokağına kaçmak,
ya da zümrüt yeşili bir araba alıp
kendimi bilmediğim bir yola sürmek.
Sebebi yok…
Belki de vardır:
yenilenme dürtüsü, adını hâlâ saklayan bir volkan.
Acı duymayan bir kalbim var artık
ama bu kalp,
kendi sessizliğinin içinde
kendi hayatını genişletmek istiyor.
Belki taşınacağım.
Belki bir arabayla
kendi yolumu daha özgür çizeceğim.
Belki hiçbirini yapmayacağım.
Ama biliyorum:
içimde bir yer,
başkasına değil
kendime açılan yeni bir hayatın kapı kolunu yavaşça yokluyor.