2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
88
Okunma

İçimdeki Mevsim
Bazen kelimeler bile küser bana;
Dilimin ucunda titrerler, yüreğime sığmazlar, kağıda düşmezler.
Uykum ağır bir perde gibi gözlerime iner;
Ama ben kapanmak istemem geceye…
Çünkü dışarıda, kaçırdığımı sandığım bir hayat fısıldar;
Uzak, yabancı, ama beni çağıran bir nefes gibi.
Oysa adımlarım ağırdır, zincirlerim görünmez.
Tutulduğum yerin duvarları yok,
Ama çıkamam, beni burada tutan hikâyelerim var.
Burayı sevmeyi öğreniyorum, zorla değil;
Sorumluluğun sıcak, yorucu gölgesinde.
Yine de dışarının özgür rüzgârını
Camın ardından gözlerim dolarak izlerim;
Sanki kaçan zamanı avuçlayabilirmişim gibi.
Bazen, dışarıdaki ışığı
İçime taşımayı başarırım;
Bir sokak sesini, bir gülüşü, bir özgür nefesi…
Ama yine de ulaşamadığım gökyüzleri var.
Bana sevilmeyi öğretmediler.
Sevilmek nasıl bir sığınak, bilmedim.
En küçük ilgiyi kutsal sandım,
Her tebessümü sevgiye yordum , yanıldım.
Bu yüzden kaldım, içimdeki odalarda hapsolmuş bir çocuk gibi.
Yolculuğum böyledir işte;
Ruhumun koridorlarında yürür,
Kendi sessizliğime tanıklık ederim.
Burası sağanak bir mevsim;
Yağmur içime işler, üşürüm.
Ama yine de özlerim dışarıdaki kışı
Çünkü bazı soğuklar bile çağırır insanı,
Isınmayı hatırlatır.
“Soğuğun bile bir sebebi vardır;
Her üşüyen, kendi ateşini bulur.”
5.0
100% (2)