5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
176
Okunma
Bugün mahkeme kuruldu içimde.
Ne savcı vardı,
Ne avukat,
Ne de bizi savunacak bir bahane..
Sadece iki gölge oturdu masaya,
Biri ben,
Biri senin içimde kalan iz.
Hakikat kapıdan usulca girdi,
Odanın soğuğu değişti birden.
Sanki duvarlar bile bizi izliyordu.
Kaçacak yer yoktu artık,
Çünkü yüzleşmek
İnsanın kendine verdiği en ağır cezaydı.
İlk sözü ben aldım.
’Bu hikayede suç sadece sende değil,’ dedim.
’Ben de sustum, ben de korktum,
Ben de yanlış zamanda yanlış kapıları açtım.’
Bu cümle çıkarken içim titredi
Çünkü insan bazen gerçeği söylerken
En çok kendinden utanır.
Sonra o konuştun içimdeki sesiyle,
’Ben de seni yordum,’ dedi.
’Çekinceyle, gururla,
Belki de sevgiyi yanlış yere koyarak.’
O an ikimizin de gözleri yere düştü.
Çünkü hakikat masanın ortasında duruyordu,
Biz birbirimizi öldürmedik,
Biz birbirimizi yanlış sevdik.
Hakim yoktu ama hüküm belliydi.
Aşkın ölüm sebebi ihanet değildi,
Terk edilmek değildi,
Kötülük hiç değildi.
Aşkı öldüren şey,
İki kişinin aynı anda
Kendi acısına daha çok sarılmasıydı.
Son celseydi bugün.
Ne intikam vardı,
Ne savunma,
Ne de kazanacak bir taraf.
Sadece gerçeğin soğuk nefesi vardı.
’Aşk bazen ölmez,
Sadece yara almaktan yürüyemez hale gelir.’
Ve gavel sesi duyuldu içimde,
Duruşma kapandı.
Ama dosya?
Dosya masanın üzerinde kaldı.
Çünkü bazen en ağır yüzleşme bile
Kalbi tamamen özgür bırakmaz.
Hayati Gündoğdu
5.0
100% (4)