0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
40
Okunma

Dere. Sen, kalbimin dağlarından kopan ve durmayı bilmeyen o tatlı sızı. İlk damlan, tenime değen ilk bakışın kadar ürkek ve berraktı. Henüz coşkun bir nehir değil, sadece aşkın ne olduğunu fısıldayan masum bir mırıltıydın.
Oysa şimdi... Şimdi her kıvrımında, seninle geçirdiğim günlerin hatırasını taşıyorsun. Yonttuğun her çakıl taşı, sana ulaşmak için aştığım bir engel; her derinleşen yatağın, sana duyduğum sevginin dibi. Bazen hırçınlaşıyorsun, tıpkı aşkın beklenmedik fırtınaları gibi; köpürerek, taşarak, ama sonunda yine de bana geri dönerek akıyorsun.
Kıyına eğildiğimde, suyunun içinde kendi yansımamı değil, daima senin yüzünün hayalini görüyorum. Sen, gökyüzünün mavisini kıskandıran bir berraklıkla, ruhumdaki tüm ışığı topluyorsun. Ve ben, o ışıkta yıkanmış, yeniden doğmuş gibi hissediyorum.
Senin o bitmek bilmeyen yolculuğun, benim sana duyduğum sonsuz bağlılığa benziyor. Her an ileriye, daima bir kavuşmaya doğru akıyorsun. Oysa ben, senin denize olan hasretini değil, senin akışındaki o tatlı telaşı seviyorum. Çünkü biliyorum ki, durduğun an, bu hayat duracak. Sen aktıkça, benim sana olan sevgim de, zamanın ötesine geçerek, seninle sonsuzluğa doğru akmaya devam edecek.
Sen, benim yeryüzündeki en duru, en romantik hikayemsin.
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (2)