9
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
471
Okunma
Köpüren özlemlerin kanatlı göğü,
Kör kuyulara eğrilmiş sesimde gül ağrısı;
Ay’ın kül kokan dudağında bir sır,
Sabah, tozlu bir aynadan sızar.
Yanağımın yarısına kanayan dumanlı şarkı,
Buzdan çelenklerin yamacında.
Bir an durur dünya
Güngörmüş öpüşlerin sıcağı,
Diz boyu sevinç karanlıkta.
Karanlık, şimdi sağır bir sessizlik örter.
Çıngırakların suskunluğunda her şey,
Kuş ayaklı saçaklarla indi zaman.
Ah, yüreğimin bademi,
Ruhumun kabuğunda ilahi ikilem;
Koyu koyu gölgelere kenetli
Sırlı bir kabuk.
Bekleyişin bıçağı, uykusuzluğun kuyusunda.
Bir suskun çöl fısıldar katı hüzünleri.
Nehrin dikenli yatağında, korku dörtnala
üzengisinde bir nefes;
Tenhası yitmiş algının kıvrık yabanı.
Çark,
hızar seslerinin ritminde dönerken,
geride kalan göçün unuttuğu çiçeklerdir.
Gölgende büyür bütün susmalar.
Sessizliğin rahminde yeni bir yemin
ve yarım kalan bir nefes
....