0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
37
Okunma

Baharın sonunda açan bir güzellik özel,
Kızıl rengiyle baştan çıkarır, ne hoştur ki ezel,
Tadına doyum olmaz, gönlümü eder de bir zel,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O nazenin yüzeyi, sanki yârin yanağı gibi,
Her ısırdıkça canım, kalbimde saklı talibi,
Bu aşkın lezzeti ki, dindirir her musîbi,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Tatlılığı ekşisiyle, bir denge kurar dilde,
Aşkın cilvesi bu, kalır mı hiç bir ilde,
Bu nîmet ki derindir, sığmaz ne şiire ne sâlde,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O minik benekleri, yârin yüzündeki benler,
Görenin aklı gider, unutulur tüm dertler,
Bu güzelliğe hayran kalır, nehirler ve çöller,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Yâr elinden sunulsa, bir kadeh baldan tatlı,
İçen mest olur da, unutturur her şartı,
Bu lezzet ki ebedî, aşkın tek ve son katlı,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Yazın coşkusudur bu, bereketin simgesi,
Herkesin muradıdır, dillerdeki yörüngesi,
Aşkın sırrı gizlidir, onda her dem rengi, sesi,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Bu lezzet candır bana,
Yârin cemâli gibi, ne hoştur ki bu şana,
Bu aşkın meyvesiyle gönül düşmüş divana,
Çilek gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL